“Biz bir aileyiz” sözünü sık sık duymuşsunuzdur. Şirketler çalışanlarının mutluluğu ve motivasyonu için çalışma ortamında bir aile sıcaklığı yaratmak isterler. Gerçekten de özellikle küçük ölçekli az kişinin çalıştığı şirketlerde böyle bir hava vardır. Patron bütün çalışanları tek tek tanır, ailelerini bilir, dertlerini, kaygılarını paylaşır. Çalışanlar arasında kardeşliğe benzer bir yakınlık, dostluk vardır. İş dışında da görüşülür.
Şirket büyüdükçe, yıllardır bu ortamın havasını solumuş eski çalışanlar geçmişteki aile ortamının sıcaklığını anarlar. Yeni gelenlere mazideki dostlukları anlatıp hayıflanırlar. Giderek çalışanlar birbirini tanımaz olur. Topyekûn hareket eden çalışanların yerini gruplaşmalar alır. Şirket aidiyet duygusu zayıflar. Dedikodu artar. Şirket kültürünü bilmeyen yeni çalışanlar peyda olur. Şirket hafızasını kaybeder. Bunların sonucu mutsuz, yalnız, anlaşılmayan çalışanlardır.
Belki sizin işletmeniz de benzer sorunlarla başa çıkmaya çalışıyor. Her kademeden yüzlerce çalışanın arasında ismini dahi bilmediğimiz kişilerin var olması çok normal. Ast üst ilişkileri daha resmi, gruplaşmalar daha fazla. Sıradan, soğuk iş ilişkilerinden öteye geçemeyen görüşmeler, birbiriyle bilgi dahi paylaşmayan uzmanlar, müşteri gözünde birbirinden kopuk birimler… Bunların yanı sıra birbirini anlamayan ya da yanlış anlayan kişilerin çatışması, haddini aşanlar, şirket içi dedikodu, asılsız söylentiler, şirketin kültürüne uymayan davranışlar, şirketlerin karşı karşıya kaldığı iletişim sorunlarından bazıları. Diğer bir konu ise saygısızlık. Kişi hak ve hürriyetine, farklı görüşlere, yapılan işe, deneyime, bilgiye, astına, üstüne, kısaca akla gelebilecek her türlü saygısızlık.
Biz bir aileyiz dediğimizde söylemimiz doğrudur. Büyümüş olabilirsiniz ama yine de bir ailesiniz. Günün sekiz dokuz saatini beraber geçiren bir aile. Çocuklarımızdan, eşimizden, anne-babamızdan çok görüyoruz birbirimizi. Birlikte çalışıyoruz, birlikte yaşıyoruz. Şirketin daha iyiye gidebilmesi, daha başarılı olabilmesi için beraber uğraşıyoruz. En alttan en üste herkes bu büyük makinenin bir çarkı. Herkesin görevi bu makinenin sağlıklı işlemesi için çok önemli. Önemsiz bir görev yok. Herkesin işini doğru yapması diğerlerinin de çalışmasını daha kolay ve doğru yapmasına yardımcı oluyor. Başarılı olmak için tek çare birlikte, tek vücut halinde çalışmak. Aksi takdirde ne kadar iyi çalışırsanız çalışın, ne kadar birey olarak (ya da ekip olarak) başarılı olursanız olun günün sonunda şirketinizin başarısızlığı sizin de başarısızlığınızdır.
Madem beraber yaşıyoruz, o zaman beraber yaşamanın kurallarına da uymamız şart. Hayatta olduğu gibi iş yerinde de beraber yaşamanın benzer kuralları vardır. Bana göre her biri bir diğerinden daha önemli 10 altın kural:
1. Bütün çalışanlara, astınız, üstünüz ya da eş değeriniz dahi olsa saygı gösterin. Yaptığı işe saygı gösterdiğiniz gibi kişiliğine ve kişilik haklarına da saygı gösterin. Sınırlarınızı bilin, herkesin aynı olmadığını, duygu, düşünce ve doğrularının farklı olduğunu kabul edin.
2. Fikirlerinizi paylaşın ama önyargılı veya sabit fikirli olmayın. Başkalarının fikirleri de olduğunu ve bu fikirlerin de sizinkiler kadar değerli olduğunu unutmayın. Fikirlerinizi savunurken aşırıya kaçmayın, diğerlerini de dinleyin. Hemfikir değilseniz ya başkalarının da görüşlerini alın ya da çoğunluğun fikirlerine uyun. Kabul edilen fikirleri sizin fikriniz olmasa bile benimseyin, savunun, gerçekleşmesi için uğraşın.
3. Samimi olmak, günaydın, merhaba, iyi çalışmalar, iyi akşamlar, kolay gelsin gibi selamlama cümlelerini sık sık kullanmak, kişinin izin verdiği kadar özel hayatı ile ilgilenmek iyidir ancak kişilerin fazla özeline girmek, laubali olmak, hadsiz şakalar yapmak, sizi ilgilendirmeyen konulara burnunuzu sokmak, hatta kendi özelini, istenmediği halde, diğerlerine anlatmak doğru değildir.
4. Herkesin bir görevi vardır ve bu görevi hakkıyla yerine getirmek için uğraşır ama zaman zaman bu uğraş baş edebileceğinden fazla olabilir. Yardımlaşma birlikte çalışmanın olmazsa olmazıdır. Benim işim değil ki diyerek kayıtsız kalmak, yardım etmeyi reddetmek insani açıdan yanlıştır. Yardımlaşma hem dostluğu hem de işteki verimi artırır.
5. Özellikle bir arada çalışılan ortamlarda (açık ofis gibi) başkalarının çalışmasını engelleyici davranışlardan kaçınmak gerekir. Telefonla konuşurken alçak sesle konuşmak, müzik dinlerken kulaklık kullanmak, dikkat dağıtıcı işlerle uğraşmamak, mola verildiğinde mola yerlerine çıkarak çalışanların etkilenmesini engellemek, aynı ortamda çalıştığımız kişi ile bağırarak değil de masasına giderek konuşmak çalışma ortamını huzurlu kılar.
6. Dedikodu yapmayın. Bir konuda doğru ve tam bilgiye sahibi olsanız dahi bilgiyi başkalarıyla paylaşmadan önce bilginin gizli olup olmadığına, kişiye özel olup olmadığına, paylaşacağınız kişileri ilgilendirip ilgilendirmediğine dikkat edin. Bunlardan biriyse paylaşmayın. Unutmayın siz dedikodu yaparsanız başkaları da sizin dedikodunuzu yaparlar. Gerçek dışı, yarım, asılsız bilgileri yaymayın. Bilginin gerçek olup olmadığının teyidini bilginin sahibinden sorup alın. Bildiğiniz kadarını ilgili kişiye anlatın, yorum katmayın, eklemeler yapmayın, abartmayın.
7. Siz herkesi sevmek zorunda olmadığınız gibi herkes de sizi sevmek zorunda değildir. Asıl olan saygıdır. Kişiliğinize saygı duyulmasını istiyorsanız siz de diğer kişilere saygı duymalısınız. Karşınızdakini sevmeseniz bile birlikte çalışabilmek için saygılı davranmak ve birlikte çalışma kurallarına uymak gerekir.
8. Hayır demek hayır demektir. Eğer bir davranışı onaylamıyorsanız bunu açık bir dille belirtin. Sınırlarınızı çizin. Başkalarının sınırlarına saygı gösterin. Haddinizi aşmayın. Hatalı davranışlarınızın sonucunda özür dileyin ama aynı hatalı davranışı tekrarlamayın. Kasti olmayan, tekrar etmeyen hatalı davranışlara karşı anlayışlı olun.
9. İş dışında da görüştüğünüz iş arkadaşlarınıza karşı olan tutumunuzla diğer arkadaşlarınıza olan tutumunuzu farklılaştırmayın. Hele ki yönetici pozisyonundaysanız astlarınıza karşı eşit olun. Kayırma yapmayın.
10. Şirketin yeni çalışanlarını tanımaya çalışın, şirketin hafızasını onlara aktarın, şirket kültürünü öğretin, samimi olun ama laubali olmayın, onların kendilerini ifade etmelerine izin verin, mütevazi olun ukalalık taslamayın, şirket kurallarını öğretin, iş bilginizi ve deneyimleriniz paylaşın, onları dışlamayın, terslemeyin, alay etmeyin, aşağılamayın.
Biz bir aileyiz. Birbirimizden farklıyız. Dış görünüşlerimiz, düşüncelerimiz, duygularımız, inanışlarımız, dünya görüşlerimiz farklı. Hedeflerimiz farklı. Karakterlerimiz farklı. Ortak paydamız çalıştığımız şirketimiz. Hepimiz şirketimizin daha iyi olması için çabalıyoruz. Beraberce çalışıp beraberce yaşıyoruz. Uzun yıllar huzurla çalışmak için birlikte çalışmanın kurallarına uyalım. Saygı, sevgi ve anlayışı elden bırakmadan işimizi yapalım. Mutluluk ancak böyle gelecektir.
Comments